Sayfalar

14 Haziran 2013 Cuma

Su ve zemzem suyu hakkında...



-       Alman bilim adamı Dr. Pfeiffer, şaşırtıcı bir gerçekle karşılaşır. Zemzemin mayalama özelliği bulunduğunu, bir bardağının bir kova şebeke suyunu temizlediğini, bu özelliğiyle bile enerji ve şifa kaynağı olduğunu tespit eder.

-       Dr. Pfeiffer, "Su her şart atlında değişmiyor ama değiştiriyor. Bir damla zemzem suyuna yüz damla normal su karıştırdım. Sonuçta gördüm ki suyun hepsi zemzeme dönüşmüş. Sonra bir damla zemzeme bin damla normal su karıştırdım. Ve yine gördüm ki hepsi zemzeme dönüşmüş.


-       Zemzem kristallerini mikroskop ortamında inceleyen Japon bilim adamı Dr. Masura Emot , suyun moleküler (kristal) düzeninin değişen frekanslara göre farklılaştığını görür. Zemzem kristallerinin çan sesinde karardığını Kur'an-ı Kerim ve ezan sesinde ise parlaklaştığını fark eder. (

-       Dr. Emoto'ya göre zemzem, fiziksel ve kimyasal özellikleri bakımından yeryüzündeki bütün sulardan farklı. Dr. Emoto, "Zemzem, çevresinde cereyan eden bütün değişimleri hafızasına alıyor. Yapısı çok farklı. Bu, onu dünyadaki diğer elementlerin efendisi yapıyor”  ifadesini kullanıyor.
-       Zemzem suyu diğer sulara göre daha az kükürt taşımaktadır.

-        Zemzem suyu diğer sulara oranla çok daha besleyici ve çok daha fazla mineral taşımaktadır.


-       sulara göre çok daha besleyicidir ve cok daha fazla mineral barındırmaktadır.

-        Dünya Sağlık Örgütü`nün (WHO) raporlarına göre dünyadaki en içilebilir ve sağlıklı sulardan biridir.

-       yapılan test sonuçlarına göre dünyada içinde mikroorganizma ve bakteri bulundurmayan tek sudur


-       Fazla mineral barındırdığı ve fazlasıyla besleyici olduğu belirlendi.

-       Bedene kuvvet verir, hastalıklara şifadır, baş ağrısını giderir, gözün görmesini ziyadeleştiri, ne niyetle içilirse ona devadır, bedene kuvvet verir.

Yukarıdaki yazıyı hazırlarken aklıma gelenleri yazmadan geçemeyeceğim. Vücudumuzdaki su oranı;
Çocuklarda % 70
Yetişkinlerde %60
Yaşlılarda % 50
Suyun kristalleşmesi ile ilgili bir araştırma yapılıyor ve suyun her uyarana karşı farklı kristalleşme gösterdiği  tespit ediliyor.  İyiye iyi, kötüye kötü.  Suyun canlı bir organizma olduğu söyleniyor. Vücudumuzun yarısından fazlasını su oluşturuyor ise bizler de ruh, beden ve zihin üçlüsünü olumlu hayat tarzı ile sağlıklı, huzurlu, mutlu kılamaz mıyız?  Üstelik suyun dokunmadığı hücremiz yok.  Bizim yarımız su ise ruh, beden ve zihnimizi su % 50 etkileyebilir (belki daha fazla) demek değil midir? o halde bu düşünmeye değer.  Kendinize iyi davranın ki kristalleriniz güzel olsun.
Belki de işe etrafımızdaki negatif her şeyi uzaklaştırarak başlamalıyız.  
Vücudunuzda harika kristaller  oluşması dileklerimle…
Sevgiyle kalın.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder