Sayfalar

16 Nisan 2024 Salı

Kuzu Kulağı Salatası

Bizim oralarda olur ama tercih edilmez tahminim ekşimtrak, buruk lezzeti nedeniyle olabilir. Çocukken koparıp yapraklarını yediğimizi bilirim. Memlekete gidince topladım neden salatası olmasın diye düşünüp internette araştırdım. Meğer salatası yapılıyormuş. Belki yemeği dahi yapılıyor olabilir onu henüz araştırmadım. Salatayı yaptım biz pek beğendik, artık aklımızda menümüzde hep olacak.

Malzemeler:

Kuzu kulağı

Domates

Yeşil soğan

Zeytinyağ, tuz

Salatalık da olur bende yoktu eklemedim

Güzelce yıkayıp tüm malzemeleri karıştırın. Benim kuzu kulağım minik ve sapları da pek körpe olduğu için sapını kesmedim. Gayet güzel bir salatanız olacak afiyet olsun.








13 Mart 2024 Çarşamba

Deniz Kabuğundan Saksı

 Slm, 

Deniz'le Beren yazlığa gidince  halasına sürpriz yapmak istemiş, deniz kabuğu toplamışlar. Bayağı vardı, ne yapsam ne yapsam diye düşünürken saksıda karar kıldım.  Chips kovasını boyayıp, kalıbını çıkarıp deniz kabuklarını üzerine yapıştırdım. Gayet güzel oldu, kocaman bir mum çiçeği var içinde şimdi.















Sağlıcakla kalın..

11 Mart 2024 Pazartesi

Beren Hanım'ın Unicorn Çantası

 

Slm, 
punch işine merak saldım. Beni yormayacak, eğlenceli ne yapsam diye düşünürken aklıma Beren İdil'in Unicorn aşkı geldi. Eşim çizdi ben de işledim. Aşağıdaki çanta ortaya çıktı. Güzel günlerde, sağlıcakla kullansın.









8 Mart 2024 Cuma

İrem e Çanta

 Slm, İrem büyüyor, büyüdükçe biraz kenara çekiliyor mu ne!? ilk defa benden bişey istedi, "hala bana bir çanta yapar mısın?" sevincimden uçasım geldi. Hemen beğendiği resmi gönderdi. Eşim çizdi, ben işledim. Sanki fena da olmadı, İrem'e yakışır bi çanta çıktı ortaya. Güzel günlerde, güle güle kullan Can Yiğenim.











29 Şubat 2024 Perşembe

Bu Bir Kremalı Bisküvi'ye Veda Belki de "Özlem" Yazısıdır

     Aşağıdaki resmi bir müzede çektim ancak hangi müze, hangi il not almadığım için unutmuşum bilgi veremiyorum.

    Şimdinin gençleri çocukları bilmez, eskiden bisküvi - gofret evlere resimde görülen 5 kg lık kutularla alınırdı. Bugünkü gibi markete günde on kez değil, bir kez bile  gidilmezdi. Tahmin ediyorum 1979-1980 li yıllar olsa gerek. Bizim oraların (Karadeniz) eski evlerinde "ocak" denen bir yer olurdu, ateş yakılan, yemeklerin piştiği, sacda ekmek, fetir yapılan bir köşe... oranın üzeri betonla dondurulur,  baca da bu köşede olurdu (Ocak mutfakta olurdu, oturma salonu, mutfak için aynı mekan kullanılırdı).  5 kg lık kremalı bisküvi (5 kg lık gofretle de olurdu ama benim favorim kremalı bisküvi idi) ocak dediğimiz bu bölümün üzerine konurdu. Aney muhtemelen uzanıp alabiliyordu ama biz çocuklar için oraya çıkmak marifet isterdi. Tam olarak hatırlamasam da yanılmıyorsam her sabah kahvaltı ile birlikte tüm kardeşlere eşit miktarda bisküvi taksim edilir ve tekrar kutusu ile birlikte ocağın üzerine bırakılırdı... taaa ki yarın sabaha kadar.

    Zayıf ve haliyle hafif, muhtemelen de hareketli bir çocuktum. Sabah verilen miktarla yetinmiyordum ki, nasıl tırmanıyorsam (gerçekten hatırlamıyorum) ocağın üzerine (düz duvar) tırmanıyor, kutunun arkasına saklanıyor ve yiyebildiğim kadar "kremalı bisküvi" yiyordum. O kadar çok yiyordum ki sandviç şeklinde olan bisküviyi açıp, ortasındaki  taze kaymakları biriktiriyor, 4-5 kat biriktirdikten sonra boool kreması ile birlikte iki bisküvi arası sandviç yapıp enfesle yiyordum. Bu keyifli kaçamağı!? çoğunlukla sabahları (demek ki erken uyanıyormuşum ve aney sabah iş yetiştirme koşuşturmasında iken,,) ve nadiren de öğleden sonraları yaptığımı hatırlar gibiyim. Sabah gizli kaçak bi dünya yemiş olsam da kardeş payı yapılan taksime hiçbir zaman da hayır demezdim. 

    Kaçamak esnasında bazen yakalanırdım o da göründüğüm için değil (pek ufak tefek olunca gizlenmek kolay olurdu), kutuyu kapatayım derken çıkan ses nedeniyle yakayı ele verirdim. Yukarı tırmanırken düşüp de bi yerlerimi kırmayayım diye tedbir düşünüldüğünü ve sıkı sıkı tembihlendiğimi, canın isteyince bize söyle denildiğini hatırlıyorum ve muhtemelen çıkamayayım diye yeni tedbirler de alınıyordur ama elhamdülillah onun da üstesinden geliyordum ki, bu durum hep süregeldi. Belki de lezzeti o adrenalindeydi kim bilir?

    Bugünkü pencereden bakınca, muhtemelen aney her engeli aşıp hedefe bi şekilde ulaştığımı fark ediyordur da ses çıkarmıyordur diye düşünüyorum. 

    Yaptıklarım için hiiiç pişman değilim, iyi ki yapmışım.... Uzuuun yıllar bu lezzeti aradım durdum. Bool kremalı bisküvi adı altında çoook aldatıldım, hiçbir zaman o lezzeti bulamadım......... Sonra yavaş yavaş damak lezzetim kayboldu, galiba unuttum/unutmuşum.





Esen kalın..

9 Şubat 2024 Cuma

Tavuklu Sebzeli Kaşarlı Pide

 Slm,

Tarifi unutmamak için arşivime ekleyeyim dedim. Normalde kavrulmuş kırmızı veya beyaz et + kaşar peyniri ile yapardım o da güzel oluyor bu tarifi unutabilirim diye ekleme gereği duydum. Harcının içinde sebze de olduğu için daha hafif ve güzel bir tat çıktı ortaya. 

Malzemeler:

Hamuru için (göz kararı):

Un, tuz, şeker (1 çorba kaşığı gibi), su/süt, maya, (olmasa da olur yarım çay bardağı gibi sıvıyağ ayrıca sütün kaymağını da ekledim)

İç Harcı:

2 parça tavuk göğsü

1 orta boy soğan

2 ad kırmızı biber

3 su bardağı (civarı) rendelenmiş kaşar peyniri

1 - 2 orta boy domates (tercihen)

3-4 ad yeşil biber

karabiber, tuz, sıvıyağ

Kekik (tercihen)

Üzeri için yumurta sarısı


Yapılışı: Hamuru yoğurup 30-40 dk mayalanmaya bırakın. 

İç Harcı: Tavuk göğsüne suyunu çekince çok ince doğradığım soğanı ekledim 3-4 dk sonra domatesi ekledikten sonra 1 dk gibi sonra önce kırmızı sonra yeşil biberleri ekledim tahmini 2 dk sonra baharatları ekleyip ocağı kapattım. Hamuru açıp az kaşar ekleyip üstüne harcı ekledim. Harcın üstüne de az kaşar ekleyip (harcın dağılmasını engeller diye düşündüm) yumurta sarısını sürüp ısıtılmış fırına 190-200 derecede 12-15 dk gibi pişirdim. Pideye şekil vermede pek marifetli olamasam da lezzeti güzel oldu ellerime sağlık :) 









Afiyet olsun sağlıcakla kalın...



10 Ocak 2024 Çarşamba

Kuru Domates Salatası/Mezesi

 Slm,

Uzuuun zamandır yazmadım yeniden merhaba diyelim. Bu tarifi yıllar önce yazmıştım. Huyumdur neyi beğenirsem sorarım soruştururum yazarım ama sıra yapmaya gelince pek tembelimdir. Bazen yazdığım tarifleri dahi unuturum nerede görmüştüm beğenmiştim, nerede yemiştim gibi... Hatırlatmak için olay anını da yazmam gerek. Derslerde aldığım notları temize geçersem daha zor hatırladığımı fark etmiştim eskiden. Halbuki ilk notlarda sınıftaki bir olay, hocanın bir mimik hareketi, bir cümlesi vs hatırlanıyor ve o ana dönüyorsun ancak notları temize geçince o anlar da siliniyor. Hafıza sorunum birazcık yok değil (bu cümlemi ablam ve arkadaşlarım okuyunca ne düşünüp söyleyeceklerini biliyorum :)), unutkan biri olarak belki ben öyleyimdir bilemiyorum. Bu tarifi Milas'a covid sonrası gittiğim ilk tatilde (orman içi, sivrisineklerden bunaldığımız yer) tattım, pek beğendim  paylaşıyorum.

Malzemeler: Nar ekşisi, ceviz, bol maydanoz, az yenibahar, az kekik, pul biber veya az isot, zeytinyağı, sarımsak, 

Yapılışı: Domateslerin üzerini kaplayacak kadar sıcak su ekleyin,  yumuşayınca suyunu süzüp domatesleri sıkıp fazla suyunu alın (sulu kalırsa sosu iyi çekmediği için lezzet farkı olur). Maydanoz hariç tüm sos malzemelerini iyice karıştırıp ocağa alın ve domates kurusunu ekleyin 3 dk civarı kavurun (ne kadar kavrulduğunu not etmemişim ortalama süreyi yazdım) iyice harmanlayın üzerine maydanozu ekleyip ocağı kapatın afiyet olsun





Sevgiyle kalın...


Kovboy Şal



Slm,

Kovboy şal, baktüs şal, Jennıfer Lopez  şalı belki de Jennifer Lopez baktüs şal hepsi aynı model anladığım kadarı ile.

ipim alize ebruli
şiş ölçüsü 3,5









http://ayselmelike.blogspot.com/2013/10/kovboy-sal.html alındı.



24 Nisan 2022 Pazar

Kolay Ekşili Çorba

Yaptığım birçok yemeği, çalışmayı vs sonra unutuyorum, blogu ilk açma nedenim de kendime bir arşiv oluşturmaktı. Bazen yoğunluk nedeniyle ihmal ettiğim oluyor ama o beni hiç terk etmedi.
Bugün ekşili çorbaya benzer bir çorba paylaşacağım. Pek tariflere uyabilen biri değilim çoğunlukla elde ne varsa veya zamanım neye yeterse ona göre.... Ekşili çorba pek lezzetlidir geniş zamanda köfteciklerini hazırlayıp buzluğa koymak lazım. Akşamın dar vaktinde zamanım yoktu kendimce aynı malzemeyle pratik, yalancı, kolay artık adına her ne derseniz... öyle bir çorba yaptım pek güzel oldu.

Malzemeler (tüm malzemeler ortalama ölçüdür göz kararı yaptım)

150-200 gr kıyma
1 su bardağından az haşlanmış nohut veya fasulye
1 havuç minik minik doğranmış
1 orta boy patates minik minik doğranmış
1 soğan çok ince doğranmış
1,5 avuç pirinç
1-2 diş sarmsak incecik doğranmış
2 yemek kaşığı un
Maydanoz
Tuz  ve sıvıyağ

Terbiyesi için

1 yumurta sarısı
1/2 limon suyu

Yapılışı:

Kıymayı suyunu salıp çekene dek pişir, soğanı ve sarımsağı ekle 2 dk civarı çevir, patates, havuç, pirinç, fasulyeyi ekleyerek 2 dk civarı pişir ve unu ekleyerek 2 dk civarı kavur. Üzerine sıcak su ekleyerek kaynayana dek karıştır pirinçler pişince terbiyesini ekle ve 3 dk civarı pişince ocağı kapat 3 dk civarı sonra ince kıyılmış maydanozları ekle. Terbiyesi için yumurta sarısı ve limon suyunu iyice karıştır ve çorbaya eklemeden önce çorbanın suyundan birkaç kaşık ekleyerek karıştır ki kesilmesin. Afiyet olsun





Afiyet olsun.... Sevgiyle kalın...

28 Mart 2021 Pazar

Bir Kadın Gittiğinde - Bekir COŞKUN

 Kadınlar gittiklerinde arkalarında daha büyük boşluklar bırakırlar.

Onlar bir gün çekip gittiklerinde, peşlerinde "yetim-öksüz" kalan çok olur:


Mutfaktaki dolap, perdeler, kavanozun içindeki eski düğmeler, özenle saklanmış küçülmüş giysiler, dolap diplerindeki kurdeleler...

Sabah karanlığında mutfaktan gelen tıkırtılar susar, yetim kalmıştır tabaklar.

Bir kadın gittiğinde hep suyu unutulur saksıların.

Sık sık boynunu büker "sarıkız".

O teki kalmış eski bardağın anlamını bilen olmaz, değerini kimse anlayamaz krom hac tasının.


Balkon artık sessizdir, koridor kimsesiz.

*

Bir kadın gittiğinde.
..

Bir kadın gittiğinde ne çok kişi gider aslında; bir ağır işçi, bir temizlikçi, bir bakıcı, bir bahçıvan, bir muhasebeci...

Bir anne gider...

Bir dost...

Bir arkadaş...

Bir sevgili...

Ne çok kişi yok olur bir kadın gittiğinde.

*

"Güzin Abla gitti..." 
dediklerinde, kaç kişinin gittiğini ve arkasında kalan "yetimlerini" düşündüm.

O benim dostumdu.

Dün Feyza’yı arayıp başsağlığı diledim.

O canımın sıkıldığı gün telefonda "Sana gelen bana gelsin" diyen sesini hiç unutmamıştım.

Yine ıslandı göz pınarlarım, ben dahi yetim kaldım.

Sözcükler yetim kaldı.

Hep böyle olur; bir kadın gittiğinde; övgüler, uyarılar, yakınmalar, dualar yetim kalır.

Kapı eşiğindeki "Dikkat et..." duyulmaz, annesi gitmiştir "geç kalma"nın.

Kadınlar, arkalarında büyük boşluklar bırakarak giderler.

Bir kadın gittiğinde pek çok kişi gitmiştir aslında. Ve bir kadın gittiğinde pek çok "yetim" bırakmıştır arkasında.



6 Haziran 2020 Cumartesi

Yoğurtlu Pancar Salatası (İsmihan'dan)

Bir denedik soframızın vazgeçilmezi oldu. Pancar aşina olduğum ve yediğim bir sebze değildi taaa kiii bu salataya kadar. Hazırlık aşamasında eldiven kullanmak gerekir. Denemek amaçlı 1 tanesini rendeleyerek buzluğa koydum. Bir süre sonra deneyip paylaşacağım. Niyetim hepsini rendeleyip buzlukta muhafaza etmek çünkü hazırlık aşaması bayağı bir renkli ve etrafa da renk saçıyor.

Malzemeler (malzemeler göz kararı)
1 ortadan biraz iri pancar (resimde görünen her bir pancardan birer salata yapıldı)
Üzerini süslemek için maydanoz vs veya fındık, ceviz vs
Sos için:
2-3 diş sarımsak
1 kase sulu olmayan yoğurt

Yapılışı:
Pancarı soyularak rendele. Zeytinyağında harlı ateşte dişe gelecek şekilde kavur (tahmini 3-4 dk), tuz ekle ve ocağı kapat, soğumaya bırak. Sarımsağı iyice ez ve yoğurtla karıştır. Pancarı yayvan bir kaba al ve üzerine sarımsaklı yoğurtla kapla üzerini süsle
Kavururken ocağın en küçük gözünde kavurmaya çalıştım ve su bıraktı, sulu bir salata oldu ve pek hoş olmadı. Bu salatanın püf noktasını orta gözde harlı ateşte diriliği gitmeyecek kadar (2-3 dk) kavurmak diyebilirim.
Afiyet olsun











Aşağıdaki çiçeği ilk defa gördüm bir parkta. Çınara benzer bir ağacın çiçekleri pek güzellerdi...
 Afiyet olsun.... Sevgiyle kalın...