Sayfalar

23 Aralık 2013 Pazartesi

Hırsızlar İmparatorluğu





         
               Birkaç yıl önce   bürokrat?  prof?  danışmanı? Evet bu 3  maddeden hangisinin etiketi olduğunu hatırlamadığım donanımlı bir kadınla yapılan röportaj izlemiştim.

-          “Daha önce AB ile yapılan birçok antlaşmaların tam olarak Türkçe’ye çevrilmeden (neyi onayladığımızı bilmeden) imzalandığına şahit oldum. Şimdi durum çok farklı. En son yapılacak olan antlaşmada “göçmenlerin Türkiye’ye iadesi”ne ilişkin bir madde eklemişler biz buna şiddetle karşı çıktık ve imzalamadık” demişti.


-          Gelelim güzünüze önce gazetede okudum “artık AB vizesiz” diyordu. Sevindim tabi. Haberlerde vizenin “turistik amaçlı” olduğunu zaten henüz uygulamaya konmayacağını, düşünüp tartılacağını söylediler. Bir kanalda tek cümle halinde “AB ye giden göçmenlere TC’de kamp kurulacağnı” söyledi. Ki aklıma anında yıllar önce dinlediğim röportaj geldi. Şu rüşvet operasyonu patlak vermeden 2 gün önce buna takılmıştım işte. 


-          AB nin siyasetine şapka çıkarıp “helal olsun adamlara” yıllardır plan ve projelerinde olan maddeyi bize kabul ettirmeyi başardılar, AB zaten krizde turistik amaçlı vize (tabiî ki bizim için de güzel) ama belli ki herkese değil,  adı üstünde turistlik amaçlı “ ye iç gez toz paraları paraları saç”  üstelik bir de göçmenler bize iade  vallahi bravo.


-           Her şekilde de kazan kazan siyaseti. Biz ise AB sanki tüm TC vatandaşlarına vizesizmiş gibi yapılan haberlerle meşgulüz.  (ki biz göçmen yasasını uygulayacağız onlar bakacak izleyecek , denetleyecek; haaa tamamdır derlerse turistlik amaçlı vizeye onay çıkacak bunlardan bahseden yok) Bunlara isyan edip söylenmekle meşguldum rüşvet operasyonu öncesinde.


-          Aynı akşam bir bakanın konuşmasını dinledim. Vizesiz seyahat üzerine konuştu da konuştu göçmen durumu ile ilgili de öyle bi konuştu ki; program bittikten sonra güzel  ama güzel olduğu kadar da yetim, öksüz, sahipsiz, lime lime satılan, değeri kıymeti bilinmeyen ülkemin kadersizliğine, insanlarımızın aptal yerine konmasına, ülkemin 1 ve 3 dünya ülkeleri arasında tampon yapılmasına hangisine kahrolsam bilemedim.  
 
-           Bu kadar mı sevilemez bir ülke?
 
-          Bu kadar mı peşkeş çekilir ülkenin değerleri?
 
-          Bu kadar mı değersizleştirilir bu cennet vatan?
 
-          75 milyonun sahip olduğu bu ülkenin tek sahibi midir imza yetkisine sahip olanlar? (galiba evet).
 
-          Bu kadar mı ucuz bir ülke Türkiye?
 
-          Bizden sonra kalanlara ne bırakacağız diye bu kadar mı düşünülmez?
 
-          Biz muz cumhuriyeti miyiz? Tanımı okuyun kararınızı verin.  Muz cumhuriyeti, uluslararası politikada siyasi açıdan istikrarsız, ekonomik açıdan bir ya da birkaç tarımsal ürünün üretimine ve ihracatına bağımlı ve genellikle yolsuzluklarla içiçe küçük bir seçkinler grubu tarafından yönetilen ülkeleri küçümseyici anlamda kullanılan siyasi terim.  http://tr.wikipedia.org/wiki/Muz_cumhuriyeti alıntıdır.
Söylenip duruyor, etrafımdaki arkadaşlarımı da stres ve bunalıma sürüklüyor idim ki rüşvet operasyonu patlak verdi.
 
-          Ne diyeyim yukarıdaki sorularıma yüzlerce soru daha ekleyin artık? 

-      Artık kıdemli hırsızlara baskın öncesi "vekilim evine uğrayacağız, delilleri yok ettin mi? Ne zaman gelsek? Gelsek mi ki, kabul eder misiniz" yasal düzenlemesi de yapıldı, hayırlı uğurlu olsun. Bu kadar çalkalanmalar neticesinde (ve sonuna kadar aklansalar da-burası TC-) kim kimin temiz olduğuna ne kadar inanabilir ki artık.
-          Her ay maaşımın 1/3 bu devlete vergi olarak daha elime geçmeden kesiliyor. Kul hakkına, kul rızasına inanan  bir vatandaş olarak “hakkımı helal etmiyorum”. Benim gibi onlar da öte dünyaya inanıyorsa ellerim  yakasında olacaktır.
 
-          Ben bastırmak istiyorum, istiyorum ama yüreğim bir yerlerden başını kaldırıp yine bana sesini duyuruyor ara ara “öte dünyaya kalmasın be Aynur, öte dünya öte dünya nereye kadar” diyor.
           Ayrıca; iyi ki Müslüman doğmuşum, başka bir dine mensup olsaydım asla Müslüman olamazdım. Bakın Müslüman ülkelere ve Müslümanlara ve kararınızı verin.

             Sevgiyle kalın.


 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder