Japon bilim insanının çalışması Nobel Ödülü getirdi...
Savunma mekanizmasını yeniliyor, güclendiriyor.
Yaşlanmayı geciktiriyor.
Vücudumuzdaki çöplüğü temizliyor.
Kanser hücrelerini azaltıyor.
Gençleştiriyor.
Hücreleri yeniliyor........
Neden
hastalanınca iştahımız kesilir hiç düşündünüz mü? Acaba vücudumuz, sindirim
sistemini kapatarak hastalıkla tüm gücüyle ilgilenebilmek için bize işaret mi
veriyor?
Uzun süreli
açlık diyetlerinde hiçbir şey yenmez ancak bolca SU içilir. SU seçerken sodyum
oranı düşük suları seçmeniz gerekmektedir. Yapılan araştırmalar, 3 gün aç
kalmanın, vücudun savunma mekanizmasını yenilediğini ortaya koyuyor. Bu
araştırmalar, özellikle savunma mekanizması ağır hasar görmüş kanser hastaları
ve yaşlılıkla mücadelede çığır açacak nitelikte. Açlık ve vücudumuzdaki
sonuçlarıyla ilgili bir araştırma geçtiğimiz günlerde Nobel Tıp Ödülü kazandı.
AÇLIK
ÜZERİNE ARAŞTIRMA NOBEL KAZANDI
Nobel Tıp
ödülü 3 gün önce açlık ya da hücrenin kendi kendini yemesi ve gereksiz
parçaları atarak, otofaji adı verilen savunma mekanizmasını yenilemesi
sisteminin nasıl çalıştığını ortaya çıkaran Japon bilim insanı Yoshinori
Ohsumi’ye verildi.
Nobel’den
yapılan açıklamada, “Ohsumi’nin keşifleri, hücrenin içeriğini nasıl
ayrıştırdığını anlamamızı sağladı. Keşifler, otofajinin açlığa adapte olma ya
da enfeksiyonlara verilen yanıt gibi birçok fizyolojik süreçteki temel önemini
anlamamıza da yardımcı oldu. Otofaji genlerindeki mutasyonlar, hastalıklara
neden olurken otofajik süreçler, kanser ve nörolojik hastalıklar gibi bazı
vakalarda önemli rol oynamaktadır” denildi.
Hücrenin
kendi kendini yemesi olarak da bilinen otofaji alanındaki çalışmalarıyla ödülü
alan Ohsumi, 8 milyon İsveç Kronu (1 milyon dolar) para ödülünün de sahibi
oldu. Japon bilim insanı Yoshinori Ohsumi’ye Alfred Nobel’in ölüm yıldönümü 10
Aralık’ta düzenlenecek ödül töreninde diploma ve altın madalya da verilecek.
Yoshinori
Osumi Japonya’dan bir hücre biyoloğu.
OTOFAJİ BİR
ANLAMDA ÇÖP TEMİZLİĞİ
Otofaji-
hücrelerin içlerindeki gereksiz parçalardan kurtularak temizlenmesi. Bir
anlamda çöpü yok etmesi.
Aslında otofaji
1960’larda keşfedilmiş, ancak bilim adamları mekanizmanın nasıl çalıştığını
anlAyamamıştı. Nobel kazanan Oshumi araştırmasıyla otofaji’den sorumlu olan
genleri ortaya çıkarıyor, ve 39. Nobel ödülünü bu sayede kazanıyor.
Otofaji
insanlar da dahil olmak üzere canlıların hepsinde mevcut. Ve bu sayede hücreler
ihtiyaç duymadıkları maddelerden ve hatta vücut ihtiyaç duymadığı hücrelerden
temizleniyor.
Hücreler
bize benzemeseler bile bazı durumlarda aynı insanlar gibi hareket ediyorlar.
Çöplerini özel torbalara dolduruyorlar (otofagozomlar), ve konteynerlere
depoluyorlar (lizozomlar). En kirli olanları yokedilip sindiriliyor, bazıları
da yeniden dönüştürülerek enerji üretiminde kullanılıyor.
Otofaji
vücut stres altındayken çok daha fazla çalışıyor. Mesela oruç tutarken ya da
açlık sırasında. Bu durumda hücre enerji üretimini kendi iç imkanlarını
kullanarak yapmaya çalışıyor ve tabii ki ilk olarak çöpünü ve patojen
bakterileri sindirerek başlıyor.
Nobel
komitesinin de onayladığına göre açlık ve bazen oruç hala faydalı olabiliyor.
Ohsumi’ye
göre otofaji vücudu erken yaşlanmadan da koruyor.
İŞTE
BİLİMSEL ARAŞTIRMALAR: 3 GÜNLÜK AÇLIK ORUCU NE YAPAR
Uzun süreli
açlığın savunma mekanizmasını yenilediğine yönelik geniş bir bilimsel araştırma
yazısı da İngiliz The Telegraph gazetesinde yayınlandı. Yazıda en büyük uyarı,
açlık diyetinin doktor kontrolünde yapılması yönünde.
İşte bu
araştırma yazısına göre, 3 günlük oruçtan sonra vücudun bağışıklık mekanizması
yeni akyuvar oluşumunu tetikleyerek vücudun bağışıklık sistemini tamamiyle
yeniliyor.
Çığır açan
bir araştırmaya göre 3 günlük oruç yaşlılarda bile vücudun bağışıklık
mekanizmasını komple yenileyerek vücudun dinçleşmesini sağlıyor.
DİYETİSYENLER
ELEŞTİRİYOR AMA…
Diyet
uzmanları tarafından oruç diyetleri sıkı bir şekilde eleştirilse de,
araştırmaya göre vücudu aç bırakmak kök hücreleri tetikleyerek yeni akyuvar
üretilmesine yol açıyor.
Güney
Kaliforniya üniversitesindeki bilim adamları bu bulgunun bağışıklık sistemi
zarar görmüş hastalarda mesela kemoterapi gören kanser hastalarında çığır
açabileceğini belirttiler.
Ayriyeten
bağışıklık sistemleri yaşlılık nedeniyle zayıflamış,ve basit hastalıklara karşı
bile dirençsiz kalmış yaşlılarda da bu oruç faydalı oluyor.
Açlık
vücuttaki kök hücrelerindeki bir düğmeyi aktif hale getirerek vücudun
bağışıklık sisteminin kendini yenilemesini gerçekleştiriyor.
KÖK
HÜCRELERE ‘AKTİF OL’ EMRİ
Otofaji
sistemine göre vücudumuz aç kalınca, özel bir zar oluşturuyor ve hücre içindeki
gereksiz gördüğü parçaları içine doldurup hücre dışına çıkartıyor ve onu
tüketiyor.
Kaliforniya
Üniversitesi’ndeki gerontoloji ve biyolojik bilimler profösörü Walter Longo’ya
göre oruç kök hücrelere ‘AKTİF OL’ emri vererek onların bağışıklık sistemini
yenilemesine neden oluyor.
Ve işin
güzel tarafı vücut bu bağışıklık sistemini yenilemek için gereksiz ve hasarlı
parçaları yokederek bunlardan elde ettiği malzemeyle yeni sistemi oluşturuyor.
Kemoterapi
yada yaşlanma nedeniyle aşırı şekilde hasar görmüş bir sistemle başlasanız bile
oruç döngüleri kelimenin tam anlamıyla yeni bir bağışıklık sistemi
oluşturulmasına neden oluyor.
Uzun süreli
açlık, glikoz ve yağ depolarını kullanmak için vücudu zorlar ama aynı zamanda
beyaz kan hücrelerinin de önemli bir bölümünü yokeder. Beyaz kan hücrelerindeki
bu azalma kök hücre bazlı rejenerasyonu tetikler ve bu da yeni bağışıklık
sistemi hücrelerinin değişimini gerçekleştirir.
Yapılan
testlerde insanlardan altı ayı aşan sürelerde 2 ile 4 gün arasında oruç
tutmaları istendi.
KANSER
HÜCRELERİ DE AZALIYOR
Uzun süreli
oruç sırasında yaşlanma ve kanser riskini ve tümör büyümesini artıran bir
hormon olan enzim PKA da azalmış bulundu.
Doktor
Longo’ya göre, uzun süreli açlık süresince vücut hücreleri azalan enerjiyi
korumaya çalıştıkları için öncelikli olarak hasarlı ve çok verimli olmayan
bağışıklık hücrelerini yok etti.
Dr. Longo, “Hem insan hem
hayvanlarda ölçümlerimize göre akyuvar sayısı kayda değer miktarda azaldı.
Ardından kişi tekrar yemeye başlayınca tüm akyuvarlar tekrar yerine geldi. Biz
acaba nereden ortaya çıktı, nereden üredi bu akyuvarlar diye merak ettik. Kök
hücrelerinin aktifleşip bunları ürettiğini sonradan bulduk” dedi.
72 saat tutulan oruç aynı zamanda
kemoterapi gören kanser hastalarına da faydalı oldu.Araştırmanın yazarlarından
olan USC Norris Kanser merkezi asistan profösör Tanya Dorff’a göre, kemoterapi
hayat kurtarmasına rağmen vücudun bağışıklık sistemini önemli miktarda
çökertir. Bu araştırmanın sonuçlarına göre uzun süreli açlık kemoterapinin
zararlı etkilerini büyük miktarda azaltıyor.
Profosör
Longo ayrıca “Daha fazla klinik deneyler yapılırsa ve sadece bağışıklık sistemi
değil diğer organ ve sistemlerin de olumlu olarak etkilendiği bulunabilir”
görüşünde.
UCL’de
yeniden oluşturma ilaçları Profösörü Chris Mason’a göre: Çok ilginç sonuçlar
bulunmuş. Bu araştırmaya göre 72 saatlik bir açlık sırasında vücudun akyuvar ve
diğer bağışıklık hücresi sayısı hatırı sayılır miktarda azalıyor, ardından
tekrar yemek yenildiğinde bu sefer hücre sayısı eskisinden de yüksek miktarda
geri geliyor. Potansiyel olarak faydalı olabilir, çünkü 72 saat çok uzun bir
süre değil, kanser hastalarını geri dönüşü olmayacak şekilde zarar verdirecek
kadar bir süre değil. Bence en doğru devam yolu bir şekilde ilaçlarla birlikte
oruç tutturmak hastalara. Ayrıca oruç konusunda kesin olarak emin olduğumu
söyleyemem insanlar düzenli yemek yiyerek savaşıyorlar hep hastalıklarıyla.
Doktor
Longo’ya göre oruç zarar vermiyor, tam tersine bulgulara göre fayda sağlıyor.
Kanser hastalarından yüzlerce e-mail
aldım. Onkolojistleri gözetiminde oruç tutuyorlar ve çoğunda ilerleyiş olumlu
yönde. Sadece az sayıda yan etki görüldü bayılma ve karaciğer işaretleyici
testlerinde kötü sonuç tespit edildi. Bunun dışında herhangi bir yan etkiye
rastlanmadı.
Sevgiyle kalın...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder