Birkaç yıl önce
bürokrat? prof? danışmanı? Evet bu 3 maddeden hangisinin etiketi olduğunu
hatırlamadığım donanımlı bir kadınla yapılan röportaj izlemiştim.
-
“Daha önce AB ile yapılan birçok antlaşmaların
tam olarak Türkçe’ye çevrilmeden (neyi onayladığımızı bilmeden) imzalandığına şahit oldum. Şimdi durum çok
farklı. En son yapılacak olan antlaşmada “göçmenlerin Türkiye’ye iadesi”ne
ilişkin bir madde eklemişler biz buna şiddetle karşı çıktık ve imzalamadık”
demişti.
-
Gelelim güzünüze önce gazetede okudum “artık AB
vizesiz” diyordu. Sevindim tabi. Haberlerde vizenin “turistik amaçlı” olduğunu
zaten henüz uygulamaya konmayacağını, düşünüp tartılacağını söylediler. Bir
kanalda tek cümle halinde “AB ye giden göçmenlere TC’de kamp kurulacağnı”
söyledi. Ki aklıma anında yıllar önce dinlediğim röportaj geldi. Şu rüşvet
operasyonu patlak vermeden 2 gün önce buna takılmıştım işte.
-
AB nin siyasetine şapka çıkarıp “helal olsun
adamlara” yıllardır plan ve projelerinde olan maddeyi bize kabul ettirmeyi
başardılar, AB zaten krizde turistik amaçlı vize (tabiî ki bizim için de güzel)
ama belli ki herkese değil, adı üstünde
turistlik amaçlı “ ye iç gez toz paraları paraları saç” üstelik bir de göçmenler bize iade vallahi bravo.
-
Her
şekilde de kazan kazan siyaseti. Biz ise AB sanki tüm TC vatandaşlarına
vizesizmiş gibi yapılan haberlerle meşgulüz. (ki biz göçmen yasasını uygulayacağız onlar
bakacak izleyecek , denetleyecek; haaa tamamdır derlerse turistlik amaçlı
vizeye onay çıkacak bunlardan bahseden yok) Bunlara isyan edip söylenmekle meşguldum rüşvet operasyonu
öncesinde.
-
Aynı akşam bir bakanın konuşmasını dinledim. Vizesiz
seyahat üzerine konuştu da konuştu göçmen durumu ile ilgili de öyle bi konuştu
ki; program bittikten sonra güzel ama
güzel olduğu kadar da yetim, öksüz, sahipsiz, lime lime satılan, değeri kıymeti
bilinmeyen ülkemin kadersizliğine, insanlarımızın aptal yerine konmasına,
ülkemin 1 ve 3 dünya ülkeleri arasında tampon yapılmasına hangisine kahrolsam bilemedim.
-
Bu kadar
mı sevilemez bir ülke?
-
Bu kadar mı peşkeş çekilir ülkenin değerleri?
-
Bu kadar mı değersizleştirilir bu cennet vatan?
-
75 milyonun sahip olduğu bu ülkenin tek sahibi
midir imza yetkisine sahip olanlar? (galiba evet).
-
Bu kadar mı ucuz bir ülke Türkiye?
-
Bizden sonra kalanlara ne bırakacağız diye bu
kadar mı düşünülmez?
-
Biz muz cumhuriyeti miyiz? Tanımı okuyun
kararınızı verin. Muz cumhuriyeti,
uluslararası politikada siyasi açıdan istikrarsız, ekonomik açıdan bir ya da
birkaç tarımsal ürünün üretimine ve ihracatına bağımlı ve genellikle
yolsuzluklarla içiçe küçük bir seçkinler grubu tarafından yönetilen ülkeleri
küçümseyici anlamda kullanılan siyasi terim. http://tr.wikipedia.org/wiki/Muz_cumhuriyeti
alıntıdır.
Söylenip duruyor, etrafımdaki arkadaşlarımı
da stres ve bunalıma sürüklüyor idim ki rüşvet operasyonu patlak verdi.
-
Ne diyeyim yukarıdaki sorularıma yüzlerce soru
daha ekleyin artık?
- Artık kıdemli hırsızlara baskın öncesi "vekilim evine uğrayacağız, delilleri yok ettin mi? Ne zaman gelsek? Gelsek mi ki, kabul eder misiniz" yasal düzenlemesi de yapıldı, hayırlı uğurlu olsun. Bu kadar çalkalanmalar neticesinde (ve sonuna kadar aklansalar da-burası TC-) kim kimin temiz olduğuna ne kadar inanabilir ki artık.
-
Her ay maaşımın 1/3 bu devlete vergi olarak daha
elime geçmeden kesiliyor. Kul hakkına, kul rızasına inanan bir
vatandaş olarak “hakkımı helal etmiyorum”. Benim gibi onlar da öte dünyaya
inanıyorsa ellerim yakasında olacaktır.
-
Ben bastırmak istiyorum, istiyorum ama yüreğim
bir yerlerden başını kaldırıp yine bana sesini duyuruyor ara ara “öte dünyaya
kalmasın be Aynur, öte dünya öte dünya nereye kadar” diyor.
Ayrıca; iyi ki Müslüman doğmuşum, başka bir dine
mensup olsaydım asla Müslüman olamazdım. Bakın Müslüman ülkelere ve Müslümanlara
ve kararınızı verin. Sevgiyle kalın.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder