Konuşsam tesiri yok, sussam gönül razı değil.
1-
Rabia’nın
acısı ile sokaklara dökülen “bacılar, gardaşlar”: Soma, yüreğiniz
evlerinize dar gelecek kadar içinizi yakmadı mı? Soma için siyah
kurdele yapıştırır mısınız Rabia'nın yanına?
2-
Vahim
olay olduğunda yetkililer Ankara’dan nedeni tespit ettiler ve “trafonun
patladığını” belirttiler. 2 gün sonra dahi ilgili şirket olayın nedeninin henüz
belirlenemediğini açıkladı. Yetkilileri ivedilikle ve telaşla bu açıklamaya
iten neden nedir? Kaldı ki bu trafo neden patlasın, bu işin bir standardı
yok mudur? Daha masum mu yapıyor olayı trafo patlaması?
3-
İlk
araştırmada; tüm şehit yakınları ve tüm TC vatandaşları ile dalga geçercesine,
esas sorumluların işçilerle birlikte yer altında olduğunu ve öldüğünü
söyledi yüce adaletimiz. Başbakanımızı Soma’da karşılayan heyette sızan
Soma faciasının en yetkili ismi değil miydi, yer altındakiler suçlu, üstündekiler
koruma altında mı?
4-
Yetkililer
neden tuhaf bir telaş içinde? Neden Soma’daki maden ocağını aklamaya çalışma
çabası içinde? Neden bu panik hali?
5-
Koltuk
sevdası nasıl bir şeydir ki sizi insan olmanın en önemli vasfı olan “
vicdan” dan dahi yoksun bırakıyor?
6-
Gözümüzün
içine baka baka yalan söyleniyor ve vatandaşa "bit kadar beyniniz
yok" muamelesi yapılıyor. Tabi ki yutana.
8-
Atanmışın
biri “hayatta kalanlar aklını kullananlardır” demiş. Artık gerisini siz
düşünün. Vatandaşın ölüsüne de dirisine de hakaret, dayak, azar, geri zekalı,
…. muamelesi devlet nezdinde yasal mı oldu artık?
9- İçeride olduğu varsayılandan daha fazla
mezar neden açılıyor?
10- Sizin üzüntünüz de
sevinciniz de “siyasi” midir?
Sevgiyle ve vicdanınızla kalın.